Akarsu Aşındırması
1) Kimyasal aşındırma: Akarsuyun geçtiği yerlerdeki kolay eriyebilen kayaları eriterek beraberinde taşıması olayıdır.
2) Mekanik aşındırma: Akarsuların aşındırması daha çok mekanik yolla gerçekleşir.
Mekanik Aşındırmada Etkili Olan Faktörler
1) Akarsu yatak eğimi,
2) Akarsuyun akımı,
3) Akarsuyun akış hızı,
4) Akarsuyun yük miktarı,
5) Akarsuyu yatağı çevresindeki bitki örtüsü,
6) Akarsu yatağındaki kayaların özelliği,
* Akarsular aşındırma faaliyetini daha çok ağızdan kaynağa doğru geri aşındırma şeklinde gerçekleştirir.
* Denize dökülen bir akarsu yatağını en son deniz seviyesine kadar aşındırır. Buna taban seviyesi (genel kaide seviyesi) denir. Göle dökülen akarsu da yatağını en son göl seviyesine kadar yapar. Buna da yerel kaide seviyesi denir.
Denge Profili: Akarsuların yatağını ağızdan kaynağa doğru geri aşındırarak düzleştirmesiyle oluşan iç bükey eğriye denir. Türkiye akarsuları denge profiline ulaşmamışlardır. Sebebi : Türkiyenin bugünkü yer şekillerinin yakın bir dönemde oluşmuş olmasıdır.
Akarsu Aşındırması
Akarsu yatakları boyunca akarken iki yoldan aşındırma yapar.
1-) Kimyasal Aşındırma: Toprak ve kayaların erimesi yoluyla olur. Kayaların yapısına suyun sıcaklığına ve içindeki CO2 miktarına bağlıdır. Erime sıcaklıkta arttığı için kimyasal aşındırma yaz aylarında ve tropikal bölgelerde daha çok olur.
2-) Mekanik Aşındırma: Akarsuların toprak ve kayalardan parçalar koparması ile oluşur. Akarsuyun mekanik aşındırma gücü şu etkenlere bağlıdır:
a) Su Miktarı (Akım):Bir akarsuyun taşıdığı su miktarı arttıkça aşındırma gücüde artar. Bu nedenle çok su taşıyan büyük akarsular daha çok aşındırırlar Su fazlalığı nedeniyle bir akarsu üzerinde en fazla aşındırma başlangıçta ağız kısmında olur. Ve yatağın kazılması da buradan geriye doğru ilerler buna geriye aşınma denir.
- b) Akış Hızı:Aşındırma üzerinde etkili olan ikinci etken akarsuyun akış hızıdır. Bu da eğime bağlıdır. Eğimin fazla olduğu bölgelerde akarsular daha hızlı akar,aşındırma güçleri artar. Örneğin Türkiye’deki akarsular saniyede akıttıkları toplam su miktarı bakımından fazla zengin olmadıkları halde yataklarında eğimin fazla olmasından dolayı fazla aşındırırlar.
- c) Yük Miktarı:Akarsuyun taşıdığı kum,çakıl,mil gibi maddeler akarsuyun aşındırma kazma araçlarıdır. Bu nedenle yük ne kadar çoksa aşındırma da o kadar fazla olur.
- d) Zeminin Özelliği:Aşındırma akarsuyun geçtiği yerlerdeki kayaların özellikleri ile de ilgilidir. Kum çakıl gibi gevşek maddeler daha kolay koparılıp aşındırılır. Dirençli kayalar,katılaşım kayaları ve sert kum taşları aşınmaya daha uzun zaman karşı koyarlar. Akarsuyun geçtiği alanlar bitki örtüsünden yoksun ise aşındırma işlemi daha da artar.
AKARSULARIN AŞINDIRMA ŞEKİLLERİ
*DENGE PROFİLİ Akarsular yataklarını eğimin fazla olduğu yerlerde derine doğru,eğimin az olduğu yerlerde ise yana doğru aşındırırlar.
*Bir akarsu yatağını derine doğru aşındırdıkça yatak eğimi azalır,deniz seviyesine yaklaşır.
*Hiç bir akarsu yatağını deniz seviyesinden daha derine aşındıramaz buna taban seviyesi denir.
*Taban seviyesine ulaşmış akarsularda derine aşındırma sona erer. Akarsuyun ağız bölümü su miktarının çokluğuna bağlı olarak taban seviyesine daha kısa sürede ulaşır buralarda derine aşındırma olmaz fakat kaynağına (geriye) doğru derine aşındırma artarak devam eder. Buna geriye aşındırma yada boyuna aşındırma denir.
*Aşındırma sürdükçe akarsuyun yatak eğimi azalır, akış hızı yavaşlar. Derine aşındırma azalır ve hemen hemen sona erer. Bu duruma erişmiş bir akarsuyun yatağında başlangıçtaki pürüzler,şelaleler ortadan kaldırılmıştır.
*Akarsu yatağının ağzından kaynağa doğru uzanan profili iç bükey düzenli bir eğri halindedir. Buna denge profili denir.
*Denge profiline ulaşmış akarsular yavaş akışlı ve enerji potansiyelleri az olur. Aynı zamanda bu akarsular taşımacılık için elverişlidirler. Türkiye’deki akarsular genellikle denge profilini almamış akarsulardır.
*Bunun nedeni Türkiye’nin bu günkü yeryüzü şeklini yakın bir jeolojik devirde (IV.Zaman başları) almış olmasıdır. Nitekim Türkiye’nin III.Zaman sonunda peneplen halinde iken IV.Zaman başında toptan yükselmiş olduğu tespit edilmiştir. Bunun sonucu olarak Türkiye’de dağlara oranla daha geniş yer kaplayan ova ve platolar yükseklerde kalmış ve akarsuların denge profili de bozulmuştur. Bu nedenle Türkiye’deki akarsulardan taşımacılık sahasında istifade edilememektedir.
Vadiler
Akarsuların yataklarını derine ve yana aşındırması ile oluşan ve sürekli inişi olan uzun çukurlardır. Değişik şekilleri vardır.
a)Boğaz Vadi:Yüksek yerlerde derine aşındırma ile oluşmuş vadilerdir. Yamaçlar dik vadi dardır. Dağları enine yaran ırmak vadileri Türkiye’de kuzey ve güney yönlü ulaşımda kolaylık sağlar. Bunlara yamaç vadileri de denir. Örnek Marmara da Gevye Boğazı,Küre dağlarında Kızılırmak vadisi Canik Dağlarında Yeşilırmak Vadisi,Akdeniz de Çubuk ve Gülek boğazları gibi.
b)Kanyon: Vadierine aşındırmayı tamamlayan akarsuyun geçtiği bölgenin Epirojenik hareketler sonucu yükselmesi yada denizlerin çekilmesi sonucu akarsu yatağını tekrar derinleştirir. Böylece vadi yamaçlarındaki seki(taraça) denilen basamaklar oluşur. Kalkerli arazilerde farklı kayaların erimesi sonucunda da kanyon vadi oluşur. Örneğin Akdeniz’de Göksu Kanyonu gibi.
c)Çentik Vadi:Bazı vadilerin profili V biçimindedir. Bu tür vadilere çentik vadi denir. Bu tip vadiler genelde akarsuların yukarı çığırlarında oluşurlar. Aynı zamanda akarsuların ilk oluştukları dönemdeki genç vadilerdir.
d)Yatık Yamaçlı Vadi:Yana aşındırmanın fazla olduğu ve yamaçların yatıklaştırıldığı yerlerde vadilerin profili genişler ve yatık yamaçlı vadiler meydana gelir. Bu tip vadilerin genellikle alüvyonla kaplı geniş bir tabanları da vardır.
e)Geniş (alüvyal) Tabanlı Vadi:Yana aşındırmanın etkisi ile genişleyen vadilerdir. Eğimin azalmasına bağlı olarak birikmelerle alüvyon bir taban oluşmuştur.
Menderes (Büklüm – Menderesli Akış)
Akarsular yataklarını yanlara doğru da aşındırırlar sular bazen bir yamaca bazen ötekine çarpar. Çarpma ile yamaçların altı kazılır,zamanla yıkılır ve daha çok geriler. Böylece bir akarsu vadisindeki girintiler çıkıntılar büklümler halini alır. Bu büklümler büyüdükçe vadi genişler yamaçlar geriler. Bir akarsu vadisinde mendereslerin oluşması yatak eğiminin azalmasına bağlıdır. Bir akarsuda mendereslerin artması bu akarsuyun :
– Yatak eğiminin azaldığını
– Uzunluğunun arttığını
– Hızının azaldığını
– Aşındırma gücünün azaldığını gösterir.
Türkiye’de özellikle Ege bölgesinde bulunan akarsular (Gediz,Bakırçay.K.Menderes,B.Menderes) son derece belirgin menderesler meydana getirirler.
Peri Bacaları
Peribacaları volkanik tüf ve millerle kaplı yamaçlarda sellenme sonucunda meydana gelirler. Yamaçtaki tüf ve miller arasında yer yer daha dirençli tabakalar veya bloklar varsa bunlar altlarındaki yumuşak kısımları sellenmeye karşı korurlar. Böylece üzerine şapka gibi bir kaya parçası duran sütunları andıran garip şekiller meydana gelmiş olur. Peribacaları ülkemizde özellikle Ürgüp ve Nevşehir dolaylarında görülür. Peribacalarının şekillenmesinde aynı zamanda rüzgarın da dolaylı etkisi vardır.
Kırgıbayır (Badlands)
Sel sularının etkisi ile yamaçlar yarılır ve aynı zamanda gittikçe yatıklaşır. Bu arada yarı kurak bölgelerde mil ve tüf gibi maddelerden yapılmış yamaçlar üzerinde çok sık sel yarıntılarından oluşmuş karmakarışık ve üzerinde dolaşılması çok zor olan bazı şekillerde meydana gelir bunlara kırgıbayır adı verilir.
Dev Kazanı
Akarsuların çağlayan yaparak düştüğü yerlerde oluşan aşınım şekillerdir.
Platolar
Akarsular tarafından derince kazılmış yarılmış düzlüklerdir bu düzlükler eski peneplenlerin gençleşmesi-yükselmesi sonucunda oluşurlar. Bazıları da lav düzlükleridir.
Peneplen (Yontukdüz)
Akarsular yerkabuğunun yüksek kısımlarını aşındırarak çukur yerleri doldurarak yeryüzünü düzleştirmeye çalışırlar. İrili ufaklı bir çok akarsu tarafından yapılan aşındırmaya bağlı olarak çok uzun bir zaman sonucun da bütün arazi alçalmış engebelik bakımından silikleşmiş olur. Böylece karaların yüzeyi deniz seviyesi yakınlarına kadar alçaltılır ve hafif dalgalı bir düzlük haline dönüşür. Akarsu aşındırması sonucunda meydana gelen bu gibi düzlüklere peneplen adı verilir. Türkiye III.Zamanın sonlarında peneplen halinde iken IV.Zamanın başlarında tümden yükselmiş ve peneplen yüzeyi yükseklerde kalmıştır. Türkiye’deki ova ve platoların yükseklerde bulunmasının nedeni bu peneplen yüzeylerinin yükselmesidir.
Akarsu Biriktirme Şekilleri
Akarsular aşındırdıkları maddeleri beraberinde taşır. Yatak eğimleri azaldığında akarsuların aşındırma ve taşıma gücü de azalır. Bu nedenle taşıma güçlerinin azaldığı yerde taşıdıkları maddeleri biriktirirler.
UYARI : Akarsuların yatak eğimi azaldığında hızları, aşındırma ve taşıma güçleri azalır. Biriktirmedeki, temel etken yatak eğimin azalmasıdır.
Birikinti Konisi: Yamaçlardan inen akarsular, aşındırdıkları maddeleri eğimin azaldığı eteklerde biriktirir. Yarım koni şeklindeki bu birikimlere birikinti konisi adı verilir. Birikinti konileri zamanla gelişerek verimli tarım alanı durumuna gelebilir.
Dağ Eteği Ovası: Bir dağın yamaçlarından inen akarsular taşıdıkları maddeleri eğimin azaldığı yerde birikinti konileri şeklinde biriktirirler. Zamanla birikinti konilerinin birleşmesiyle oluşan hafif dalgalı düzlüklere dağ eteği ovası adı verilir.
Dağ İçi Ovası: Dağlık alanların iç kısımlarında, çevreden gelen akarsuların taşıdıkları maddeleri eğimin azaldığı yerlerde biriktirmesi ile oluşan ovalardır. Türkiye gibi engebeli ülkelerde dağ içi ovaları çok görülür.
Taban Seviyesi Ovası: Akarsuların taban seviyesine ulaştığı yerlerde, eğimin azalması nedeniyle taşıdığı maddeleri biriktirmesi ile oluşturduğu ovalardır. Bu tür ovalarda akarsular menderesler yaparak akar. Gediz ve Menderes akarsularının aşağı bölümlerindeki ovalar bu türdendir.